21 Temmuz 2017 Cuma

Recep Nuri Tarkovski'nin Seçimleri

Dünya dışında yaşam varsa bile hakkında henüz pek az bilgimiz var. Ama dünyadaki yaşamlar için kuşku duymadan söyleyebileceğimiz tek şey, her birinin sürekli yapılan küçük büyük seçimlere dayandığı, ancak böyle sürebildiğidir.

Şimdilik evrenimiz kendi dünyamızla, hatta çoğu kez onun kendi topraklarımız diye adlandırdığımız küçük bir bölümüyle sınırlı. Kim olduğumuz, nasıl yaşayıp nasıl öleceğimiz kaynağını bilemediğimiz rastlantılarla belirleniyor, yaşam ırmağına kavuştuktan sonra yaptığımız seçimlerle kesinleşiyor, gelişiyor.

Kısa bir süre önce yazdığım bir yazı şu sözlerle başlıyordu:

"Günün birinde hem inanılmaz zengin ve anlamlı içeriğiyle izleyenleri sımsıkı yakalayacak, hem de inanılmaz bir gişe başarısına ulaşacak bir film çekilebilirse, bu filmin yönetmeni o zamana dek kimsenin tanımadığı bir Recep Nuri Tarkovski olabilir." (1)

Yazı, ortaya tek başına ve birdenbire çıkmamıştı. Önce Andrei Tarkovski'nin Mühürlenmiş Zaman'da belirttiği görüşlerden yansıyan bir "Kitap Arkası" (2), sonra bundan beslenen bir Sanatlog yazısı (3) Recep Nuri Tarkovski'yi getirmişti.

Geleceğin düş yönetmeninin seçimleri de bunların ardından geldi.

Andrei Tarkovski'nin, Nuri Bilge Ceylan'ın, Recep İvedik'in yaşamları boyunca yapmış oldukları seçimler kim olduklarını,  evrenden neleri alabildiklerini, dünyaya ne verdiklerini hangi oranda etkilemiştir?

Seçim sözcüğü, bir çok yerde çeşitli biçimlerde uygulanarak geleceğe yön verme gücünü kazanacak kişilerin belirlenmesini sağlayan siyasi süreçleri de çağrıştırıyor.

Recep Nuri Tarkovski.

Günün birinde Recep İvedik, Nuri Bilge Ceylan ve Andrei Tarkovski filmlerinden yararlanıp gelişmiş teknolojilerin akıl almaz olanaklarını kullanarak hayali bir yönetmenin adıyla yepyeni bir film kurgulanabilir mi? 20. ve 21. yüzyıl sinemasının bu üç ürününe, dünyanın bu iki yüzyılda yaşadıklarına göz atan muzip bir film? Böyle bir filmde 2015 Türkiye'sinde yapılacak bir kader seçimi de yer bulur mu? Seçimlerin yapıldığı ortam, güçler dengesi, doğrular ve yanlışlar, haklılar ve haksızlar, başarı ve başarısızlık, kazanan ve kaybeden nasıl değerlendirilir?

Recep Nuri Tarkovski nasıl seçimler yapmış, nasıl kararlar almıştır? Yeni bir yüzyılın 2015 yazında Türkiye'de olsa ve oy kullanma hakkı bulunsa bunu kullanır mıydı? Sandığa gidecek olsa kimi seçerdi?

....

Sözcüklerle anlatıyoruz, görüntülerle yaşıyoruz. Yalnız görüntülerle değil, seslerle, dokunuşlarla, tatlarla, kokularla da doğayı hissediyoruz. Algıladıkça besleniyor, yaşıyoruz.

Algılarımız bizi kişisel ve toplumsal seçimlere götürüyor. Kararlar alıyoruz, uyguluyoruz, sonuçları bizi mutlu ediyor, ya da kolay onarılmayacak yaralar açıyor.

En zor seçim, yaşam ve Ölüm üzerine olandır.

Dünyaya yaşamı seçmiş olarak geliriz. Ama yaşamı savunarak yaşamak hiç de kolay değildir. Bu gücü bulamayanlar, sonbaharda kopmak üzere olan bir yaprak gibi sallanıp dururlar. Doğanın canlı bir parçası olmayı başaramayanlar, hiç değilse toprağa düşüp ona karışmayı da beceremezlerse, tek varlık nedenleri ölüm olur. Karanlık soluklarını ölümü ve öldürmeyi savunmaya adarlar.

Sosyal Bilimler İçin Murphy Yasaları'na değinen bir yazıda (4), insan ve toplum bilimlerine yönelik Murphy yasalarının temel önermesinin yaşam ve ölüm üzerine olabileceğini söylemiştim:

"Herhangi bir konuda söylenecek söz yaşamı ya da ölümü, ikisinden yalnızca birini savunacaktır."

Seçimler için Murphy Yasaları'nda (5) da aynı söylem geçerli olmalıdır:

"Herhangi bir anda ve yerde yapılacak seçim yaşamı ya da ölümü, ikisinden yalnızca birini savunacaktır."

Evet, o ana dek geçtiğimiz yollar, kazandığımız birikimler, doğru kararlar verebilmek için yaptığımız hazırlıklar, saptığımız ya da uzak durduğumuz yollar, sonuçta geldiğimiz ve bulunduğumuz konum, yapacağımız seçimleri etkilemekle kalmıyor, doğrudan belirliyor.

Sanatta, politikada, ekonomide, yaşamın herhangi bir alanında kişilerin ve olayların izini sürebilsek neler görürüz?

Karmaşık çıkar ilişkileri, inançlar ve ideolojiler, gerçek ve yalan umutlar, ince bağlarla örülerek ortaya çıkan bu toplumsal yapıda geleceği neyin nasıl etkileyebileceği, sonuçları belirleyecek gerçek ve idealize edilmiş etkenlerin neler olduğu irdelenebilir, görülebilir mi?

Yaşam ve ölüm karşısındaki duruşları, kendini dağlardan yüce gören büyük adamların gerçek yüzünü doğanın yalın bir parçası olan sıradan insanlara gösterebilir mi?

....

Tarkovski'nin dediği gibi, "Güzel, gerçeğin peşinden koşmayanlardan kendini gizler" mi? Gerçek yaşam mıdır, ölüm müdür? İnsana ve tüm canlılara, doğaya verilen değer, yaşama saygı mıdır? Toprakta ve toplumda kıpırdayıp yeşeren ne varsa onu susturup bastırmak, üzerini dev beton kalıplarla örtmek midir?

Bir seçimde hangi seçenenek yaşamı, hangisi ölümü savunur?

Peki seçim yapmayı reddetmek hangisinin yanındadır?

1. Mehmet Arat, Recep Nuri Tarkovski, http://blog.milliyet.com.tr/recep-nuri-tarkovski/Blog/?BlogNo=496410&ref=fblike
2. Mehmet Arat, Kitap Arkası: Mühürlenmiş Zaman, http://kitapdili.blogspot.com.tr/2015/02/muhurlenmis-zaman.html
3. Mehmet Arat, Recep İvedik ve Nuri Bilge Ceylan Filmlerinde Tarkovski Etkisi, http://www.sanatlog.com/manset/recep-ivedik-ve-nuri-bilge-ceylan-filmlerinde-tarkovski-etkisi/
4. Mehmet Arat, Bir Cahilin Sosyoekonomik Notları: Sosyal Bilimler İçin Murphy Yasaları, http://lalabeyoykuleri.blogspot.com.tr/2015/09/bir-cahilin-sosyoekonomik-notlar-sosyal.html
5. Mehmet Arat, Seçimler için Murphy Yasaları, http://radikalyazi.blogspot.com.tr/2017/07/secimler-icin-murphy-yasalar.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder